İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz Garment News Özel Röportajı
Ahmet Öksüz: “Tekstil ve Hazır Giyim Olarak En Fazla Döviz Girdisi Sağlayan Sektörleriz”
Dünya tekstil sektörünün anavatanında yaşadığımızı ifade eden İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz; “Tekstil; coğrafyamızın, kültürümüzün tüm hücrelerine işlemiş durumda. Türkiye geneli ihracatı, dünya ihracatından yüzde 1 pay alıyor; tekstil sektöründe ise bu oran yüzde 3,5 seviyesinde. Tekstil ve hazırgiyim sektörleri olarak yılda 18 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vererek ülkemize en fazla döviz girdisi sağlayan sektörleriz” açıklamasında bulundu.
Garment News, sektörün sesi olmaya devam ediyor. Mart-Nisan sayımızda İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sayın Ahmet Öksüz ile röportaj gerçekleştirdik. Gerek tekstil gerek hazır giyim sektörlerinin ülke ihracatında lokomotif görevi gördüğünü ifade eden Öksüz, “Küresel ticarette gördüğümüz daralmaya rağmen rekabet avantajlarımızı kullanarak, pazar çeşitlendirmesi, inovasyon ve kalite odaklı stratejilerle küresel pazarda güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Tekstil sektörünün geleceğini genel çerçevede ele alan Öksüz, İTHİB olarak gerçekleştirdikleri çalışmaları ve projeleri bizlerle paylaştı.
Sayın Ahmet Bey, öncelikle yayınımız Garment News ile röportaj gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederiz. Bizlere tekstil sektörünün Türkiye ekonomisindeki yerinden bahsedebilir misiniz?
Tekstil sektörümüzü; üretim kalitemizin yanı sıra ihracat pazarlarındaki kabiliyetimiz ve değişime hızlı adaptasyon yeteneğimiz sayesinde de başarımızı güçlendirerek korumayı sürdürüyoruz. Hazırgiyim sektörü ile birlikte yaklaşık 30 milyar dolar ihracat, 82,5 milyar dolar üretim yapan, 1 milyonu aşkın kişiye istihdam sağlayan bir sektörüz. İstihdamımızın yaklaşık yarısı kadın istihdamından oluşuyor ve imalat sanayii istihdamı içerisinde her 4 kişiden 1 kişi tekstil ve hazırgiyim sektörlerinde çalışıyor. Tekstil sektörü olarak dünyanın en büyük beşinci ihracatçısı; Avrupa Birliği’nin en büyük 2. tedarikçisiyiz.
Tekstil sektörümüz 2023 yılını 11,6 milyar dolar ihracatla kapattı. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve ABD’nin tekstil ithalatında yüzde 20’lik bir gerileme yaşamasına rağmen pazar payımızı korumayı başardık. AB’nin tekstil sektörü ithalatında %15 oranında aldığımız payı 2023 yılında da sürdürdük. 2023 yılında yaşadığımız deprem felaketinin üretimimize ve ihracatımıza etkisi büyük oldu. Piyasalar bir süre durma noktasına gelirken; yılın ilerleyen dönemindeki toparlanma sürecinde ise küresel ölçekte yaşanan ekonomik resesyon ana gündem maddelerinden biri oldu. Bu süreçte devletimizin ve sektörümüzün el birliği ile başta Kahramanmaraş olmak üzere deprem bölgelerimizde üretimin büyük bir kısmı yeniden devreye alındı. Ancak küresel ölçekte yaşanan durgunluğun sebebiyle 2023 yılını maalesef arzu ettiğimiz seviyede kapatamadık.
Malumunuz Türkiye’de cari açık söz konusu. Tekstil ve hazır giyimi ihraç ettiğimiz kadar ithal de ediyoruz. Bu ithalat ihracat rakamları arasında bir uçurum mevcut mu? Eğer öyleyse bunu kapatmak için neler yapabiliriz?
Tekstil sektörü, hazır giyim sektörü ile 82,4 milyar dolar değerinde üretim gerçekleştiriyor. Bu üretimin 50,2 milyar doları tekstil sektöründen, 32 milyar doları ise hazır giyim sektöründen geliyor. Türkiye geneli ihracatı, dünya ihracatından yüzde 1 pay alıyor; tekstil sektöründe ise bu oran yüzde 3,5 seviyesinde. Tekstil ve hazırgiyim sektörleri olarak yılda 18 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vererek ülkemize en fazla döviz girdisi sağlayan sektörleriz. Dış ticaret fazlamızı 25 milyar dolara çıkarabilecek üretim alt yapımız bulunuyor. Dolayısıyla 18 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla gurur duymakla beraber Türkiye’ye daha fazla döviz kazandıracak potansiyelimizin olduğunun bilincindeyiz. Bu yüzden başta ithalatta haksız rekabetle mücadele olmak üzere tüm platformlarda yerli üretimimizi, istihdamımızı ve alt yapımızı korumaya yönelik girişimlerimize devam ediyoruz. Tekstil ve hazır giyim sektörleri olarak elyaftan hazır giyime kadar sektördeki tüm üretim aşamalarını gerçekleştirebilen dünya üzerindeki nadir ülkelerden biriyiz. Dünya tekstil sektörünün ana vatanında yaşıyoruz. Tekstil; coğrafyamızın, kültürümüzün tüm hücrelerine işlemiş durumda. Bu kadim sektörümüzü daha ileriye taşıyabilmek için tüm bileşenleriyle sektörümüzü korumalıyız. Çünkü biliyoruz ki tekstil olmadan hazır giyim olmayacağı gibi hazır giyim sektörümüz olmadan bugün milyarlarca dolarla kurulan tekstil yatırımları, üretimi de olmaz. Dolayısıyla bu entegre üretim gücümüzün tüm çarklarına sahip çıkmalıyız.
Üretici sektör daralmasından endişeli. Krizle baş etme konusunda üreticilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Sektör daralması maalesef 2024 yılında da bir süre devam edecek. Geçmiş yıllarda da küresel talep daralması ile karşı karşıya kalmıştık. Ancak özel sektör ve devletimizin el birliği ile tüm yaşanan daralmalardan, yakın coğrafyamızdaki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklardan güçlenerek çıktık. Dolayısıyla sektörümüz endişeye kapılmasın. Tekstil, bir lüks değil gıda gibi yaşamın en temel ihtiyacı. Dolayısıyla tekstil üretimi hiç bitmeyecek. Ancak üretim; ar-geyle tasarımla inovasyonla markalaşmayla farklı bir yola evrilmek zorunda. Dünya’nın en büyük ekonomisi ABD; 2022 yılında dünyanın en büyük tekstil makineleri ithalatçı ülkesi konumuna yükseldi. ABD’nin tekstil ihracatı ise 2022 yılında 4,2 milyar dolar attı. Altını çizerek belirtmek istiyorum “Dünya’nın en büyük ekonomisi” ABD tekstil sektörü ihracatında Hindistan’ı geride bırakarak dünyanın en büyük 2. Tekstil ihracatçı ülkesi oldu. AB ülkeleri ise geçtiğimiz yıl 5 milyar euro tekstil yatırımı gerçekleştirdi. Dünya tekstilden vazgeçmiyor; aksine arge ve inovatif gücü yüksek tekstillere yatırım yapıyor; markalaşmaya önem gösteriyor.
Bizim de Türk markalarını kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Private label’da büyümek dışında markalaşmaya odaklanmalıyız. Bu alanlarda çok daha büyük başarılar yakalama kabiliyetimiz varken, konfeksiyon sektörünün de vizyonunu biraz daha bu yöne çekmesi gerektiğine inanıyorum. Markalaşma, sadece hazırgiyim sektörümüzü değil; elyaftan ipliğe, kumaştan yan sanayiye kadar tüm sektörlerimizi olumlu etkileyecek, sektörlerimize katma değer yaratacaktır.
Çalışmalarınızı biz basın olarak yakından takip ediyor ve takdir ediyoruz. Okurlarımız için de İTHİB’in 2024 çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
Tekstil sektörü yenilikçi yöntemlerle kendini hızla ve sürekli geliştiriyor. Sürdürülebilirlik bu anlamda başı çekse de elbette gelişmeler sadece sürdürülebilirlikle sınırlı kalmıyor. İnovatif yaklaşımların her geçen gün hız kazandığı sektörümüzde, biz de üretici ihracatçılarımızın bu alanlara odaklanması gerekliliğini her fırsatta vurguluyoruz ve faaliyetlerimizi de geleneksel üretim anlayışının yanı sıra bu alanları da ekleyerek yeniden kurguluyoruz.
İhracat stratejimizin merkezinde, geliştirdiğimiz know how ve ticari yetkinliklere odaklanmak yer alıyor. Küresel ticarette gördüğümüz daralmaya rağmen rekabet avantajlarımızı kullanarak, pazar çeşitlendirmesi, inovasyon ve kalite odaklı stratejilerle küresel pazarda güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyoruz. Sürdürülebilirliği merkeze alarak her geçen gün geliştirdiğimiz üretim kabiliyetimizle tekstil sektörünün kapsadığı her alanda katma değer yaratmayı hedefliyoruz.
Bu çerçevede İTHİB olarak tekstil sektörümüzün yüz akı Texhibition İstanbul fuarımızı Mart ve Eylül aylarında başarı ile sürdürmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin en büyük tekstil fuarı konumundaki Texhibition fuarımız; dünyanın da en fazla ziyaretçi sayısına ulaşan fuarlarından biri olma konumuna yükseldi. Bu dönem de Texhibition İstanbul fuarımızın 30.000’i aşkın ziyaretçiye ev sahipliği yapmasını hedefliyor ve bu çerçevede alım heyeti programları organize ediyoruz. Bu yıl iplik ve denim bölümlerine çok yoğun çalıştığımız fuarımızın gelecek yıllarda isminden küresel ölçekte çok daha sık bahsettireceğine eminiz. Texhibition İstanbul fuarını organize ederken hiçbir zaman kâr veya niceliği düşünmedik. En önemli önceliğimiz her zaman nitelik ve kontrollü büyüme oldu. Aynı hassasiyetle gelecek dönemde de çalışmalarımıza devam edeceğiz.
İTHİB olarak uluslararası fuarlara milli katılım organizasyonları gerçekleştirmenin yanı sıra Ticaret Heyetlerimizle de üyelerimizi uluslararası alıcılarla bir araya getirmeye devam edeceğiz. 2024 yılına bu anlamda güçlü başladık. 2024 yılının ilk iki ayında Premiere Vision Paris, Munich Fabric Start, London Textile Fair fuarlarına milli katılım organizasyonu yapmanın yanı sıra Meksika’ya ticaret heyeti organizasyonu gerçekleştirdik ve Meksika’da 35 firmamızla Amerika kıtasındaki alım gruplarıyla görüştürdük. Heyetimizde tam 667 görüşme sağlandı. 2024 yılının ikinci yarısında da Meksika, Şili, ABD, Güney Kore gibi ülkelere Ticaret Heyeti çıkarması yapmaya devam edeceğiz.
2024 yılında Futuretex İstanbul Tasarım Yarışmamız ve Tercihim Tekstil Mühendisliği burs projemiz gibi nitelikli istihdamın artmasına yönelik girişimlerimize devam edeceğiz. Çünkü beşeri sermayeye yatırım yapmadan sektörümüzü geliştirmemiz mümkün değil. Bu çerçevede sürdürülebilirlik odaklı eğitimlerimize de 2023 yılında olduğu gibi hız kesmeden devam etmeyi öngörüyoruz.