TGSD Başkanı Kaya: “Büyüme, Değişim ve Gelişim Birlikte Hareket Etmemizle Mümkün”

Geçirdiğimiz yıl üzerinde değerlendirmeler yapan ve gelecek yıl için sektör paydaşlarına tavsiyelerde bulunan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılda ekonomimizi, sektörlerimizi sürdürülebilir kılmak için her kurumun, her bireyin katkısı büyük önem taşıyor. Çünkü büyüme, değişim ve gelişim, bizim birlikte hareket etmemizle mümkün” açıklamalarında bulundu.

Hazır giyim sektör profesyonelleri ve konfeksiyon makineleri üretici ve ithalatçıları arasında iletişim ağı geliştirmek ve dergicilik sektöründe yeni bir soluk olmak üzere yola çıkan Garment News Makine-Moda-İnovasyon Dergisi olarak ilk röportajımızı, TGSD Başkanı Sayın Ramazan Kaya ile gerçekleştirdik. Sürdürülebilirlik, yapay zeka ve daha birçok değerli konu hakkında sektör paydaşlarını bilgilendiren Kaya, ekonomik daralma ile nasıl baş edileceği konusunda da tavsiyelerde bulundu.

Öncelikle bizlere kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Eğitim hayatımın ardından Edirne-Keşan’da aile işinde çalışmaya başladım. Tekstil sektörüne girişim ise 2001 yılında İstanbul’a gelmem ile birlikte başladı. Yüzde 100 ihracat ile Avrupa ve Amerika’nın önde gelen markaları için üretim yapan TYH Uluslararası Tekstil A.Ş.’de; Ar-Ge, tedarik zinciri, satın alma ve pazarlama alanlarında çeşitli görevler üstlendim. Şu anda da Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Üyesi olarak çalışmalarıma devam ediyorum.

İş hayatımla birlikte sivil toplum çalışmalarının içinde olmaya da her zaman özen gösterdim. Ülkemizin hazır giyim ihracatının yüzde 60’ını gerçekleştiren 450’yi aşkın üyesiyle sektörün kapsayıcılığı en yüksek sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyorum. Aynı zamanda DEİK Mısır İş Konseyi Üyesi, TOBB Hazır Giyim Meclis Üyesi ve Yanındayız Derneği Üyesiyim.

Yeşil mutabakat, sürdürülebilir üretim ve yapay zeka teknolojileri son dönemin revaçta olan başlıkları. TGSD’nin bu konuda çalışmaları var mı?

Belirtmiş olduğunuz bu başlıklar artık neredeyse tüm sektörler gibi hazır giyim sektörü için de sürdürülebilirliğin, rekabetçiliğin, başarının ana unsurlarını oluşturuyor. Sanayide üretimler ve ticarete konu olan mallar için yeşil uyum giderek daha fazla aranmaya başlandı. Çünkü özellikle iklim krizinin etkileri ve pandemiyle birlikte tüketicilerin pek çok konuda olduğu gibi hazır giyim ürünlerine karşı farkındalığı da arttı. Tüketici aldığı ürünün etiketini daha çok inceliyor, hangi malzemelerin kullanıldığına, üretim süreçlerinde çevreye zarar verilip verilmediğine dikkat ediyor. Dolayısıyla hem tüketicilerden hem de iş birliği yaptığımız markalardan gelen talebi karşılayabilmemiz için sürdürülebilir ve çevre dostu üretim kapasitemizi artırmamız, değişerek dönüşmemiz gerekiyor. Yeşil dönüşüme paralel olarak dijital dönüşüm de hız kazandı. Sektörümüz bu alanlara yatırım yapma konusunda son derece istekli ve kararlı. Ancak ekonomide yaşanan dalgalanmalar; Ar-Ge, inovasyon, markalaşma gibi alanlara verilen önemin ötelenmesine neden olabiliyor. Bu noktada şirketler, finansmana erişim sonunu aşmak için uluslararası bankalar kaynaklı yatırım kredisi arayışlarını da sürdürüyor.

Biz de TGSD olarak bu süreçte, sektörümüzün kurumsallaşıp, inovasyon ve sürdürülebilirlik konusunda kararlılık göstererek, ürün ve hizmet kalitesiyle dünya markası haline gelmesi, dijital ve yeşil dönüşüm odağında tüm süreçlerini yenilemesi ve büyük ölçekli yatırımlar yapması için liderlik ediyoruz. Hazır giyim sektörünün Avrupa Yeşil Mutabakatı normlarına uygun, dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirliğe odaklanarak rekabetçiliklerini artırmaları için her yıl İstanbul Hazır Giyim Konferansı’nı düzenleyerek, sürdürülebilirlik alanındaki gelişmeleri ele alıyor ve paydaşlarımızı bilgilendiriyoruz.

Öte yandan biz sürdürülebilirliği yalnızca ‘üretimde sürdürülebilirlik’ olarak ele almıyor, büyük çoğunluğu aile şirketlerinden oluşan sektörümüzdeki firmaların kurumsallaşması ve sürdürülebilirliği için de çalışıyoruz. Sektörümüzün sürdürülebilirliğinin öncülüğünü üstlenecek genç kuşakların bu alandaki çalışmalarını desteklemek için 2019 yılında Genç TGSD’yi kurduk. Yakın zamanda Genç TGSD içindeki proje ekiplerimizden biri tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik Raporlama Kılavuzumuzu da yayınlayacağız. Bundan sonra da sektörümüzün gelişimi, dönüşümü ve sürdürülebilirliği için ışık tutmaya, bir başka deyişle sektörümüze el feneri olmaya devam edeceğiz.

Sizce Türk sanayicisin en temel sorunları nelerdir ve üretim çarklarının devam edebilmesi için nasıl bir yol izlenmeli? Hazır giyim üreticileri için tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Aslında Türk sanayisi neredeyse tüm sektörlerde, her ölçekte ve ürün gamında üretim yapabiliyor. Sanayiler arasındaki entegrasyon yüksek. Kuvvetli bir tedarik zincirimiz, esnek, hızlı ve kaliteli bir üretim yapımız var. Coğrafi konumumuz ve gelişmiş lojistik altyapımız da önemli avantajlar sağlıyor. Buna karşın yüksek enflasyon, yüksek maliyetler ve özellikle TL’deki dalgalanmalar Türk sanayicisi için engel teşkil ediyor. İçerideki maliyet artışlarından dolayı rekabet ettiğimiz ülkelerden daha pahalı hale geldik ve bunun neticesinde rekabetçiliğimiz önemli ölçüde azaldı. Talebin önemli ölçüde yavaşladığı ve stokların biriktiği ortamda alıcıların fiyat indirme talepleri artarak sürüyor ancak yüksek maliyetlerden dolayı fiyatları aşağı çekemiyoruz.

Hazır giyim üreticileri, diğer sektörlerde olduğu gibi ekonomideki belirsizliklerin ve yapısal sorunların çözülmesini bekliyor. Bunu düzeltmek sektörün elinde değil ancak bizlerin de yapması gereken şeyler var. Her şeyden önce değişen koşullara uyum sağlamalı, ihracatımızı artırmak ve rekabet gücümüz için değişim-dönüşümü kabullenmeliyiz. Örneğin üretim ve ihracatımızda adetlerin azalacağını öngörüyorsak mutlak olarak daha yüksek katma değerli ürünlerin üretimine ve daha yüksek fiyatlı ihracata yöneleceğiz. Neticede ürün-pazar-marka çeşitliliği sağlamalı, daha fazla katma değer yaratmalıyız. Bu belki bizi ilk etapta birkaç adım geri götürecek ama bir yıl sonra çok daha hızlı sıçramamızı sağlayacak. Artık dirençleri bırakıp yeni alışkanlıklar oluşturmalıyız.

2023 Türk giyim sanayisi için nasıl geçti ve 2024 yılı için öngörülen hedefleriniz nelerdir?

2023 yılının genelinde hazır giyim sektörünün ana pazarları olan Avrupa’da daralma, ABD ise durgunluk yaşandı. Salgın sonrası ortaya çıkan yeni tüketim alışkanlıkları, ardından 2022 yılında ortaya çıkan yüksek enflasyon ve yaşam maliyeti krizi ile Avrupa pazarında ve İngiltere’de hazır giyim harcamalarında daralma ortaya çıktı. Daralma 2023 yılında daha belirgin hale geldi ve yıl boyunca da sürdü. Buna bağlı olarak bu pazarlarımızdaki ihracat geriledi. Rusya, Körfez Ülkeleri, Orta Doğu pazarlarında ise hazır giyim harcamaları büyümeye devam ediyor ve buna bağlı olarak bu pazarlara olan ihracat artıyor.

Rakamlara bakacak olursak, 2022 yılında gerçekleştirdiğimiz 21,2 milyar dolarlık ihracatın ardından Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında rekor ihracat hedefliyorduk. Henüz rakamlar kesinlik kazanmadı ancak bu olumsuz koşullar nedeniyle 2023 yılını 19,6 milyar dolar civarında ihracat ile kapattığımızı öngörüyoruz. Bu yılın ilk yarısında da durgunluğun süreceğini tahmin ediyoruz. Sektördeki hareketlenmenin yılın ikinci yarısıyla birlikte başlayacağını umuyoruz.

Çıktığımız yolda bizlere destek olarak Garment News ile röportaj yaptığınız teşekkür ederiz. Bizlere bu konuda tavsiyeleriniz var mıdır? Son olarak okurlarımız için neler söylemek istersiniz…

Bu ilk sayınızda bize yer verdiğiniz için TGSD adına ben de size teşekkür ederim. Garment News, basın camiamıza ve sektörümüze hayırlı olsun. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılda ekonomimizi, sektörlerimizi sürdürülebilir kılmak için her kurumun, her bireyin katkısı büyük önem taşıyor. Çünkü büyüme, değişim ve gelişim, bizim birlikte hareket etmemizle mümkün olabilir. İşte bu nedenle bu yolculukta hep birlikte ilerlememiz gerektiğine inanıyorum. Dergide emeği geçen herkesi kutluyor, başarılarla dolu, uzun soluklu bir yayın hayatınızın olmasını diliyorum.