Uzunoğlu: “Dünya Markası Olana Dek Çalışmaya Devam”

Denizli merkezli Egem Tekstil, çağdaş teknolojinin en gelişmiş makinaları ile tesisinde Organik Türk Ege Pamuğu işliyor. Yirmi yılı aşkın sektör deneyimini Ecocotton markasına aktaran Egem Tekstil, nevresim takımları, yatak örtüleri ve daha birçok ev tekstili ürünü ile yaşam alanlarımızda yerini alıyor. Ecocotton Marka Sorumlusu Küba Uzunoğlu ile başarılı marka girişimleri ve şirket misyonlarına dair sohbet ettik.

Merhabalar Kübra Hanım, öncelikle okurlarımız için kısaca kendinizden ve kurumunuzdan bahseder misiniz?

Merhabalar ben, Ecocotton Marka Sorumlusu Kübra Uzunoğlu. Ecocotton 2012 yılında Türkiye’nin ilk organik ev tekstili markası olarak işe başladı. Binlerce yıl önce Laodikya’da tekstil uygarlığına merkez olan bu topraklardan esinlenerek Ecocotton ismini aldı. Bizler de Ege’nin tarihi dokusundan ilham alarak ve çiftçinin emeğine saygı duyarak; Ege pamuğunun da değerinin de bilinciyle ürünlerimizi ilmek ilmek işledik, dokuduk ve her bir ürüne ayrı anlam kattık. Güzel görünen ve güzel yaşamanıza yardımcı olacak parçalar yapmak için en iyi işçiliği saf, doğal malzemelerle birleştirdik. Ecocotton olarak organik ev tekstilinin izlerini tüm ürünlerimizde ön plana çıkarmak amacıyla çıktığımız yolculukta, mevsimleri ve trendleri aşan, zamansız tasarımlarımız ve kaliteli çalışma tarzlarımız ile sektördeki yerimizi her zaman koruduk. Bu nedenle portföyümüzdeki her ürün en iyi referanslarımızdır. Etik ve bilinçli süreçlerden ayrılmadan doğal, sürdürülebilir ürünleri sizlerle buluşturmak her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir.

Bizlere Egem Tekstil’in markalaşma dönemini ve Ecocotton’un kuruluşunu anlatabilir misiniz?

Markalaşma sürecine 2011 de başladık. İstedik ki Türkiye’nin Denizli kentinden bir ev tekstili markası çıkarıp bütün dünyaya ürünlerimizi satalım. Bizler herkesin yaptığını değil müşterilerimizin arzu ettiği, özel, kimsenin cesaret edemediği ürünleri yaparak kendimize bir yol açtık ve bununla yürümeye karar verdik. İlk yıllarımız biraz yavaş geçti. Hem ülkemizde hem de yurtdışında tanınan bir marka değildik. Farklı ürün anlayışı ile ve yeni bir markayla müşterilerimizin karşısına çıkarak tabi ki zaman zaman büyük sorunlarla karşılaştık. Markalaşma uzun soluklu bir süreç ve biz bunun bilinciyle çalışıyor ve üretiyoruz. Her daim en iyisini yapma arzusundayız. Bir dünya markası oluncaya kadar çalışmaya, üretmeye, koşmaya ve ihracata devam edeceğiz inşallah.

Ecocotton, organik ürünleri ve modern çizgileri ile öne çıkan bir marka. Tasarımlarınızda ve üretim kalitenizde dikkate aldığınız unsurlar nelerdir?

Ecocotton 10 yıllık marka yolculuğunda ev tekstili rakiplerinin çizgisinde ilerlemeyi reddetmiş ve sürüden ayrılmıştır. Herkesin yaptığını değil, özgünlüğümüzle, tasarladığımız ürünlerle, vizyon sağladığımız katma değerler ve yüksek kalite ile müşterilerimizin yaşam standardını yükselterek uygun fiyat, düşük kalite ve rekabet kavramlarından sıyrıldık.

Ev tekstili sektöründeki üretim tecrübemizi, markamıza taşıyarak sektörde öne çıktık. Gerçek anlamda doğal, ulaşılabilir fiyatlar ile tüketicide güven uyandıran marka sayısı oldukça azdır. Bizler Ecocotton olarak herkesin cesaret edemediği ürünlerle hizmet vererek müşterimizle güçlü bağlar kuruyoruz.

Büyük bir tekstil kuruluşunun perakende markası olarak satış portföyünüz kimlerdir? Türkiye haricinde yurtdışı bayileriniz ve çalışmalarınız var mı?

Ecocotton bugün Türkiye’de aktif 40 şehirde 250 bayiyle hizmet vermektedir. Dünya’da da 20 ülkeye ihracat yapmaya devam etmekteyiz. Şubeleşme hedefimiz tabi ki var. Bu konuda müşterilerimiz en büyük destekçilerimiz. Bu süreci 2024 -2025 yılları arasında başlamak üzere, hem ülkemizde hem de yurtdışında mağazalaşmayı hedefliyoruz. Bunun ile ilgili altyapıyı çalışmalarımız devam ediyor.

Ecocotton’un “Back To Nature” anlayışı hakkında bizlere detaylı bilgi verebilir misiniz?

Ecocotton olarak hedefimiz, koleksiyonlarımızdaki ürünlerin içeriğine, verimliliği arttıran sistemlere ve yerli üretime odaklanarak karbon ayak izimizi azaltmak. Sürdürülebilirlik felsefemizi, zamansız moda ve uzun ömürlülük değerlerimizle tanımlıyoruz. Sorumluluklarımızı bütüncül bir yaklaşımla sahipleniyor, sosyal ve çevresel alanda pozitif dönüşüm yaratmak için tasarım gücümüzü kullanıyoruz. Bu yolda ilerlerken daha temiz bir gezegen ve daha adil bir dünya için çabamızı sürdürmeye kararlıyız. Sürdürülebilirlikte dokuduğumuz bu vizyon, gelecek nesillere daha yeşil, daha etik bir dünya bırakma taahhüdümüzü yansıtıyor. O yüzden ‘Back To Nature’ diyerek doğaya sahip çıkıyor ve doğayla iş birliği yapıyoruz.